18 Kasım 2009 Çarşamba

Türk’e soyunu hiçbir güç unutturamaz!

Türk’e soyu unutturulamaz


Ceviz Kabuğu’nda bu hafta Türk Mitolojisi tartışıldı. Usta gazeteci Hulki Cevizoğlu, “Bize ecdadımızı, soyumuzu unutturmaya çalışan soysuzlar var. Emperyalist güçler, Türk tarihini yok etmeye çalışıyor” dedi






Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun hazırlayıp sunduğu ART ekranlarında canlı yayınlanan Ceviz Kabuğu programına bu hafta Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu ile Araştırmacı-Yazar Turgay Kürüm konuk oldu.

Haber : Neslihan GÜRSOY


Türk tarihinin ısrarla unutturulmaya çalışıldığı bugünlerde köklerimizin ne kadar derinde olduğu Ceviz Kabuğu’nda bir kez daha ortaya kondu. Usta Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun hazırlayıp sunduğu ART ekranlarında canlı yayınlanan Ceviz Kabuğu’nda bu hafta Türk Mitolojisi masaya yatırıldı. Programda, bugüne kadar tek olduğu sanılan Yunan Mitolojisi dışında Türklerin de bir mitolojileri olduğu ortaya çıktı.
Yunan mitolojisinde Türk izi
Programın stüdyo konukları Mimar Sinan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu ve Araştırmacı-Yazar Turgay Kürüm, Yunan mitolojisinin kaynağında da Türk mitolojilerinden izler olduğunu açıkladı. Hulki Cevizoğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk milleti ecdadını tanıdıkça kendinde büyük işler yapmak için kuvvet bulacaktır” sözünü anımsatarak programına başladı. “Bize ecdadımızı, soyumuzu unutturmaya çalışan soysuzlar var. Dünya üzerimize geliyor... Dünyanın emperyalist güçleri Türk tarihini yok etmeye çalışıyor” diyen Cevizoğlu, ülkenin içinde bulunduğu karmaşık durumun sorumlularını çok sert bir biçimde eleştirdi.
Mitoloji Milletin kimliğini oluşturur
Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu, mitolojiyi “toplumların var oldukları andan itibaren kozmosa, tabiata, evrene anlam vermek için oluşturdukları sistem; kozmosu, evreni, insanı, varoluşu, ölümü ve sonrasını arayan bir bilim dalı” olarak tanımladı. Yeryüzünde millet olmuş her toplumun mitolojisi olduğunu belirten Çoruhlu, mitoloji deyince akla neden sadece Yunan mitolojisi geldiğini “Bunun nedeni Batı tipi düşünme... Bu da oryantalizm denen mantıkla yola çıkıldığı için oluyor” sözleriyle açıkladı.
Mitoloji bazı İdeolojilere göre zaman içinde değiştirebilir


“Mitoloji yaşayan bir şeydir” diyen Prof. Çoruhlu şöyle devam etti: “Bazen ideolojiler onu değiştirir. Mesela Kıbrıs harekâtında bizim askerlerimizin arkasında ’yeşil sarıklılar vardı’ denir. Bunu halk bazen de devlet hemen oluşturur bu durumlarda. Ayrıca, Türk mitolojisi çalışmaları Cumhuriyet dönemi ile başlıyor. Türk mitolojisi sanat eserlerine konu olmadığı için gelişmediği söyleniyor ama öyle değil. Türk mitolojisi pek çok sanat eserine konu olmuş ve kullanılmış.” Osmanlı döneminde de mitolojilerle ilgili minyatür çalışmalarının yapıldığı ilk kez Ceviz Kabuğu’nda ortaya çıktı. Hulki Cevizoğlu, Adem’le Havva’nın cennetten kovuluşunun tasvir edildiği minyatürü gösterirken, Prof. Çoruhlu da Osmanlı döneminin mitoloji açısından pek fazla incelenmediğini kaydetti.
Mitoloji Birliği sağlamak açısından önemli bir unsurdur.


Prof. Çoruhlu efsane ya da mitolojilere sahip çıkmanın toplumsal birliği sağlaması açısından çok önemli olduğunu vurguladı. Bu tip mitlerin toplumda ortak bir dil oluşturup ortak bir yola yönlendirdiğini ifade eden Çoruhlu, Ardahan’ın Damal ilçesinde yılın belli dönemlerinde ortaya çıkan ve Atatürk’e benzetilen gölgeye de değinerek şunları söyledi:


Mitoloji Bağımsız toplumlara özgü bir olgudur.


“Atatürk’ün siluetinin yansımasının arkasında eski mitlerin etkisi var... Bu tip mitler geliştikçe toplumda bir birlik ve ortak düşünce yaratıyor. Mitlerin bilimsel olup olmamasının önemi yok. Önemli olan toplumu bir araya getirmesi aynı yöne yönlendirmesidir. Dolayısıyla mitolojiyi ele aldığınızda Türk milletinin kimliğini irdeliyoruz demektir. Ama bu laboratuarda inceleme yapılabilecek bir konu değil. Bana göre mitler toplumları canlı tutan unsurdur. Mitoloji yaratan uluslar bağımsız uluslardır. Bağımsız toplum kendisini dünyanın merkezine koyar ve kendi mitolojisini oluşturur.”


Türk Mitolojisi Nedir?


Çoruhlu, Türk mitolojisinin Avrasya’ya yayılmış tüm Türk halklarının mitlerini barındırdığını ancak bölgesel farklılıklar olabildiğini kaydetti. Çoruhlu, “Türk mitolojisinin önemli bir kesimini Şamanizm oluşturuyor ama farklı toplumlarla ilişkileri olduğu için başka izler de var. Maniheist mitoloji var mesela. İslamiyet’e geçtikten sonra bir dönüşüme uğratmışlar. Tabi bazı dönemlerin ideolojilerinin oluşturdukları mitler var. Mesela dua ederken elleri göğe açmak Şamanizm’den gelen bir alışkanlık” dedi.
Tanrı-Allah kavramı
Tanrı ile Allah kavramları arasında fark olduğunu öne süren siyasi görüşe değinen Hulki Cevizoğlu’nun, “Tanrı demeyin Allah deyin diyor. Tanrı derseniz başka anlama gelir deniyor. Aradaki farkı açıklar mısınız?” sorusuna Prof. Çoruhlu, “Tanrı, sözcüğü günümüze kadar ulaşabilmiş öz Türkçe bir kelimedir. Allah teriminin açıkladığı şeyle Tanrı’nın açıkladığı şey sadece müslüman Türk toplumlarında aynıdır. Diğerleri Tanrı dendiği vakit evrenin yaratıcısını kastederler ama kafalarında Gök Tanrısı vardır. Bazı toplumlarda onun daha sonra Kayrakhan ya da Ülken denilen şekilleri vardır. Bunlar zamanla Gök Tanrısı olmuştur” karşılığını verdi.


Mitoloji, toplumun dokusunu ortaya koyar


Araştırmacı Yazar Turgay Kürüm, mitolojilerin toplumların karakteristik yapılarını ortaya koyduğunu söyledi. Kürüm, son yıllarda ortaya çıkan toplum mühendisliği kavramı ve mitolojiler kullanarak milletlerin sömürülebildiğini ifade etti. “Toplumların 20 yıl sonraki durumu ile ilgili simumilasyonları (benzetim) yapılabiliyor” diyen Kürüm, “Mitolojiler toplumun dokusunu ortaya koyar. Mitoloji durduk yere olmaz” şeklinde konuştu. Türklerde tek bir tanrı olduğunu kaydeden Kürüm, “bazen tanrı oluyor bu bazen Umay ya da Ülgen oluyor. Türkler uzun zaman göçebe yaşıyor. Yerleşik topluma geçince bu doğa dinleri ihtiyaçlara karşılık vermiyor. Bu nedenler olaylara daha farklı bakmaya ve farklı arayışlara giriyorlar. O zaman da kahramanlar oluşturmaya mitler yaratmaya başlıyor” dedi.

Türk Mitolojisi Daha geniş yapıya sahip


Turgay Kürüm Türk mitolojisi ve diğer mitolojiler arasındaki fark ve benzerliklerle ilgili şu bilgileri verdi: “Türk mitolojisi diğer bütün mitolojilerden daha geniş bir yapıya sahip. Yüzüklerin efendisi tamamen İskandinav bir tarihçinin eseridir. Runik yazıyı kullanır bolca. Yaşam ağacını kullanır. İskandinav mitolojisinde 9 sihir var. Bizim Türk Altay mitolojisinde yaşam ağacının 9 dalı var. İsveç’te bulunan mezarlar var. Bunlardan birini açıyorlar aynen bizde Altay’da olduğu gibi kılıçları yanlarında atları da yanlarına gömülmüş. Türk kültürü tüm Avrupa kültürünün en dibine
imzasına  koymuş.”

Selcan TAŞÇI / Gazeteci


İslam öncesi tarih yok sayılıyor


Ceviz Kabuğu’na elektronik posta gönderen gazetemiz yazarlarından Selcan Taşçı, Türk tarihine karşı güçlerin sadece dışarıda değil içeride de var olduğunu gözler önüne serdi. Üniversitelerde İslamiyet öncesi Türk tarihinin yok sayıldığını belirten Taşçı, iletisinde şöyle diyor: “Lisans eğitimimi yaptığım İstanbul Üniversitesi’nde Yunan mitolojisi zorunlu dersken Türk mitolojisi okutulmuyordu. Verdiğimiz mücadelelerle 2006 yılından bu yana seçmeli ders olarak okutulmaya başladı. Birçok üniversitede Türk sanatı yerine Türk İslam sanatı kürsüsü açılması, gençlerin İslamiyet öncesi Türk kültürüne yabancılaşmasına yol açıyor. Göçebenin medeniyeti olmaz anlayışı ile bu dönem yok sayılarak veya üstünkörü geçiştirilerek yoğunlaştırılmış bir Osmanlı dönemi öğretimi yapılıyor. Sonra da Ergenekon’u öğrenmek böyle hukuk garabetleri vesilesi ile oluyor. Oysa bugün terör simgesi sayılan renklerden; bazı kesimlerin ’kızılbaş geleneği’ diye dışladığı kızıl renk, temel kültürel kodlarımızdan başka bir şey değil.”


Türkiye’de hak ve hukukun zerresi bile kalmadı!


Usta gazetecii Hulki Cevizoğlu, Türk mitolojisinin ele alındığı programda, TBMM’deki ’açılım’tartışmalarını da değerlendirdi. Cevizoğlu şunları söyledi: “Sanki biz Türkiye’de kısa bir süre önce bir hayal görmüşüz gibi geldi bize. Konuşmacılar; özellikle iktidar adına konuşanlar Türkiye’nin birlik içinde olduğunu herkesin bayrağının aynı olduğunu söyledi. Birbirlerini eleştirirlerken; özellikle iktidar muhalefeti eleştirirken, sanki muhalefet demokrasiyi istemiyormuş gibi bir hava çıktı ortaya. Oysa sapla saman, şekerle sap karıştı birbirine. Türkiye’de Kürt vatandaşlarımıza karşı çıkan bir tek Allah’ın kulu, bir tek aklı başında adam var mı? Türkiye’de karşı çıkılan PKK ve PKK’nın yaptığı terör değil mi? PKK’nın başı Abdullah Öcalan’ın Türk siyasetine egemen olma arzusu değil mi eleştiren? Sanki bunlar değilmiş gibi söz konusu olan, ’yok demokrasi, yok Atatürk şöyle dedi’ deniyor...”


Ne olduğunu anlayamadık


“Atatürk’ün Kürt isyanlarına karşı nasıl davrandığı neden iktidar tarafından anlatılmıyor” diye soran Cevizoğlu, şöyle devam etti: “Atatürk’ün ’Kürtler bizim kardeşimizdir’ derken isyancılara nasıl davrandığını bütün Türkiye bilmiyor mu? Herkes bilmiyor belki ama okuyanlar ve meclistekiler biliyor... Ne olduğunu pek anlayamadık açılımın ama anladığımız şu... Bazı köylere Kürtçe isimler verilecekmiş, bazı okullarda da başka dillerde -tabi kastedilen Kürtçe- araştırma bölümleri enstitüler falan kurulacakmış.” Konuşmacılardan genç bir AKP’linin olayları başka türlü anlattığını belirten Cevizoğlu, şunları kaydetti: “Demokrasi istemiyor musunuz? ’Demokrasiyi herkes istiyor ama bu açılımın amacı, bu terörün durmasının yolu TSK’nın ya da Türk milletinin teslim olması mı? Anaların gözyaşlarının akmamasının yolu Türkiye’nin teslim olması mı? İktidardan şunu duyamadım ’Evet PKK terör örgütüdür, silahlarını bırakmalıdır, herkes cezasını çekmelidir, bizim Kürt vatandaşlarımızla hiçbir sorunumuz yoktur. Kürt vatandaşlarımızın bütün hakları eksikleri varsa giderilecek.’ Ancak Türkiye’de içinde bulunduğumuz durumda, herkesin dinlendiği, dinleyenin dinlendiği bir hal söz konusu. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın başkanı dün yaptığı açıklamada ’Başbakan da 6 yıl dinlendi’ diyor. Başbakan 6 yıl kim tarafından dinlendi. Niye dinlendi? Dinleyenler hakkında neden işlem yapılmadı? Türkiye’de hak ve hukukun zerresinin olmadığı bir ortamı soluyoruz.”

Sayılar, semboller ve renklerin anlamları


Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu
Türk Mitolojisi’nde yönlere göre belirlenen bazı renklerin ön plana çıktığını belirtti. “4 ana yöne göre, kuzeyin rengi siyah, doğunun rengi mavi ya da yeşil, batının rengi beyaz, güneyin rengi kızıl olarak ifade edilmiş. 19 sayısı, Allah’ın isimlerinden Vahid’in yani birin sayısal değerini ifade ediyor. 7, gök katları ve yer katlarından söz edilirken İslam öncesinde yedi kattan söz ediliyordu.
9 ise tasavvufla ilgili bir inanış. Teşbih olarak kullanılıyor. 9. kat gökte arş denilen bir kat var. Allah’ın tahtının burada olduğuna inanılıyor.”





Posted by Picasa

Hiç yorum yok: