22 Temmuz 2009 Çarşamba

CUMHURİYETİ KURANLARA KARŞI MONARŞİNİN AYAK SESLERİ(3)







Askerler siyasi hayata dönüş izni verdikten sonra İşte bu elit bürokrasiden çıkma(ki çoğu DPTden çıkmadır) ve siyasi eğitimini yurt dışında gören, muhafazakar dinci kanat içinde yakınlarının siyasi kariyeri bulunan aslen muhafazakar ve demokrat olan ancak liberal kesimle yerli sermaye kesimi ile anlaşmaya varmış olan MESS eski genel sekreteri ve AP dönemi Başbakanlık Müsteşarı Turgut Özal ortaya çıkıyor ve dört görüşü temsil ettiği iddiası ile Anavatan Partisi kısa adı ile ANAP diye bir parti kuruyor. Koltuğunun altında bulunan ve askeri müdahale olmasa idi uygulamaya sokacağı AP’nin ıslahat programını kendince rötuşlayarak(Dinci ve milliyetçilerden oluşan)sağ kesimin ve bir kısım ticaret erbabının maddi desteği ile iktidar oluyordu.


İşte Cumhuriyet tarihinin Atatürk döneminden sonra en köklü değişim başlıyordu. Bürokrasinin halkına tepeden bakan tipi yerine “ benim memurum işini bilir” deyimi ile rüşveti tariflediği , sermaye kesimi işbirlikçisi yeni bir bürokrat tipi egemen olmaya başladı.
Halk korkunç bir tüketim ekonomisine teşvik edildi.Bunları hep Orta direk diye tanımladığı orta gelirlilerin gelişmesi için yaptığını iddia ediyordu.
Halk yapı  Kooperatifleri ile soyuluyor, bankerlerle,borsalarla kumar ve tefecilik oyunları ile soyuluyor ,giderek fakirleştiriliyordu .
Enflasyon azmıştı. Bu dönemde 1982 de siyasi faaliyetleri yasaklanmış olan ve bir tür uykuya yatırılmış siyasi liderler yapılan halk oylaması ile yeniden siyaset sahnesinde dönüyorlardı.
Özellikle AP kökenli ,Seçkinci sınıfın kendisine Halkın arasından geldiği için sözüm ona aşağılamak kastı ile Çoban Sülü Lakaplı Süleyman Demirel DYP ile,
 CHP’nin daha doğrusu seçkinci bürokrat kesimin CHP’ye getirdiği vizyondan hoşlanmadığı Bülent Ecevit Demokratik Sol Parti ile,
 Ilımlı Dinci Kesimden Milli Görüş iddiasındaki Necmettin Erbakan Refah Pati ile, Milliyetçi Kesimden Alpaslan Türkeş MHP ile sahneye çıktılar.
Yapılan İkinci seçimde Özal’ın ANAP’ı Özal Cumhurbaşkanı olduğundan En güçlü Parti çıkmasına rağmen Hükümet Kurma gücüne erişemedi,ve Koalisyonlar dönemi başladı.Ancak Bürokrasideki yozlaşma hüküm sürmeye devam ediyordu.
Bu aşamada Özal Vefat ediyor ve Süleyman Demirel Partisini bırakarak 9.Cumhur başkanı olarak Çankaya’ya çıkıyor.DYP’nin Başına da Özal misyonun devamı gibi görülen Tansu Çiller geçiyor. 
Enflasyon bir gecede devalüasyonla tavan yapıyor. Büyük bir ticari kaos yaşanıyor.Bankalar batıyor,halk yabancı para ile borçlandığı veya yabancı para ile küçük tasarruflar yaptığından bir anda mağdur oluyordu.Orta sınıf bilinçli olarak fakirleştiriliyor ve zayıflatılıyor.Bu arada koalisyonlar dönemi devam etmektedir.Ve Dinci Kesim, muhafazakar ve demokrat kesimin desteği ile Hükümet kuruyor.
İşte değişimimizin ikinci aşaması.Liberaller ve sermaye kesimi kullanılarak birçok devlet bürokrasi kesiminde kendi lehlerine tasfiyeler yapmaya başlıyorlar.Kapitalist Liberaller işbirlikçi bürokratlarla devleti soymaya devam ederlerken,dinci kesim değişimini tamamlamak için sabırla devlet kurumlarında stratejik sayılacak bölümleri tek tek ele geçirmek için kendi tiplerindeki bürokratları devlet kademelerine yerleştiriyor, yandaşlarını güçlendirebilecek bir takım tasarruflarda bulunuyorlar. Koalisyon paylaşmalarından çok güzel istifade ediyorlar. Geleceğe yönelik ciddi bürokratik yatırım yapıyorlar.

Yurt içinden ve yurt dışından bu bunalımları fırsat bulan güçler yine sahneye çıkıyorlar. Özellikle güney doğuda ayrılıkçı terör olayları hat safhaya çıkıyor.
 Hasan Sabbah’ın Yalancı Cennet vaadi ile örgütlediği suikastçı,hırsız ve uyuşturucu kaçakçısı haşhaşiler gibi Örgütler güney doğuda önce devlet kurumlarına ve eğitim kurumlarına vaki saldırılarını halka baskı yöntemlerine döndürüp kadın,çocuk demeden büyük katliamlar yapıyorlar.
Dinci terör örgütlerinin tedhişleri vahşi bir hal alıyor. Bilindik 28 Şubat olayları oluyor. Refah Partisi bir askeri muhtıra neticesi anayasa mahkemesi bakımından kapatılıyor ve parti yöneticileri yargılanmaya başlanıyor.
Refah Partisi Saadet partisine dönüşüyor. Seçimler yapılıyor.DSP ve MHP - ANAP la koalisyon yapmak zorunda kalıyorlar. CHP Halk Tarafından yine cezalandırılıyor ve meclise giremiyor. Keza DYP Mecliste muhalefette kalıyor. DSP ve MHP-ANAP koalisyonu ile yönetilen ülke devletin başı ile bu koalisyonun (Daha doğrusu seçkinci ve işbirlikçi bürokrasi) ile ters düşmesi ülkede korkunç bir ekonomik krizi beraberinde getiriyor. İMF ülke ekonomisine el atıyor.

Hiç yorum yok: