25 Mart 2008 Salı

KAŞGARLI MAHMUT









* **VE *
*DİVAN-I LÜGATI TÜRK*
<http://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/6/6c/Kasgarlimahmut.jpg>
*Kaşgarlı Mahmud**,
1008 <http://tr.wikipedia.org/wiki/1008>'de dünyaya gelmiştir.
tahsil gördükten sonra kendisini Türk dili tetkikatına vakfetmiştir.
Bu amaçla Orta Asya <http://tr.wikipedia.org/wiki/Orta_Asya>'yı boydan boya kat ederek Anadolu <http://tr.wikipedia.org/wiki/Anadolu>'ya oradan da Bağdat<http://tr.wikipedia.org/wiki/Ba%C4%9Fdat>'a gitmiş,
1072 <http://tr.wikipedia.org/wiki/1072> - 1073<http://tr.wikipedia.org/wiki/1073>yılları arasında hazırladığı meşhur kitabını Abbasi <http://tr.wikipedia.org/wiki/Abbasi> halifesine armağan etmiştir.
Kitabın asıl nüshası bu gün Ayasofya Müzesi<http://tr.wikipedia.org/wiki/Ayasofya_M%C3%BCzesi>'nde muhafaza edilmektedir. Kitabın Uygurca<http://tr.wikipedia.org/wiki/Uygurca>çevirisi ancak 1978 <http://tr.wikipedia.org/wiki/1978>'de yapılabilmiştir.

Mahmud, Kaşgar <
http://tr.wikipedia.org/wiki/Ka%C5%9Fgar>'a dönmüş ve 1105
<http://tr.wikipedia.org/wiki/1105>'de vefat etmiştir.
Türklerin yaşadığı şehirleri, köyleri, obaları bir bir dolaşarak hazırladığı sözlük, İslâmiyet'ten önceki sözlü edebiyatımızı aydınlatan dev eserdir. 21. yüzyıl Türk asıllı Türkologlarca Türklük bilimi'nin (Türkoloji) başlangıcı kabul edilir.*

*Yazılış gayesi, Araplara Türkçeyi
Türkçenin Arapça ile koşu atları gibi yarış edeceğini, Türk dilinin zenginliğini, her duygu ve düşünceyi anlatmaya elverişli olduğunu ispat etmek içindir. Türkçenin zengin gramer özelliklerini ilk ve en çarpıcı biçimde yansıtıyor.*
*Kaşgarlı Mahmut, iyi silah kullanan bir asker olmakla beraber, dilimizi, ulusal kültürümüzü, yurt sevgisini her şeyin üstünde gören ilk büyük dil bilginimizdir. Kitabının önsözünde şu ilgi çekici tümceler zer almaktadır:
un,
Kırgız <http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1rg%C4%B1z>'ın lisanlarını ve kafiyelerini tamimiyle zihnimde nakşettim.
Bu hususta o kadar ileri gittim ki, her taifenin lehçesi bence en mükemmel surette elde edilmiş oldu… Türk dili ile Arap dilinin at başı beraber yürüdükleri bilinsin diye…"*
*Ayrıca: "Türk dilini öğrenmek çok gerekli bir iş olur..."*
*"Türk Sözlüğünün Divanı" anlamına gelen Kitâbü divân-i lûgat it-Türk (Divânü Lügati't-Türk<
http://tr.wikipedia.org/wiki/Div%C3%A2n%C3%BC_L%C3%BCgati%27t-T%C3%BCrk>)
adlı Kaşgârlı Mahmut'un bu eseri, yalnız bir sözlük değil; İslâm'dan öncesi Türk edebiyatını, tarihini, coğrafyasını, folklorunu, mitolojisini aydınlatan ansiklopedik niteliktedir.*

*11. yüzyıl hemen bütün İslâm ülkelerinde Türklerin egemen olduğu bir dönemdir. Karahanlılar <http://tr.wikipedia.org/wiki/Karahanl%C4%B1lar>devletinin, özellikle
askerlikçe ve uygarlıkça en parlak zamanı bu dönem içerisindedir. O tarihlerde Türklerin egemenliğindeki uluslar dilini öğrenmek ihtiyacını duyuyorlardı. Divânü Lügati't-Türk<http://tr.wikipedia.org/wiki/Div%C3%A2n%C3%BC_L%C3%BCgati%27t-T%C3%BCrk>yabancılara Türkçeyi öğretmek amacıyla 1073 -1077 tarihleri arasında Bağdat <http://tr.wikipedia.org/wiki/Ba%C4%9Fdat>'ta yazılmış bir sözlüktür. *

*Türk <
http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk> **sözcüğünün kuvvet, güç, kudret anlamı taşıdığını bize ilk bildiren Kaşgârlı Mahmut'tur
*Divânü Lügati't-Türk<
http://tr.wikipedia.org/wiki/Div%C3%A2n%C3%BC_L%C3%BCgati%27t-T%C3%BCrk>'teki sözcüklerin anlamları
Arapça <http://tr.wikipedia.org/wiki/Arap%C3%A7a>olarak yazılmıştır.
Türkçe 7500 sözcüğün Arapça karşılığı verilirken, sav <http://tr.wikipedia.org/wiki/Sav> denilen âtasözleri, sagu <http://tr.wikipedia.org/wiki/Sagu> denilen ağıtlar, koşuk <http://tr.wikipedia.org/wiki/Ko%C5%9Fuk> denilen şiirler
folklor <http://tr.wikipedia.org/wiki/Folklor> bilgi ve örnekleri verilmiş;
dilbilgisi kuralları ortaya konulmuş;
Türkoloji<http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkoloji>'nin sağlam temelleri atılmıştır.
Türkologların<http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkolog>görüşü : Göktürk
<http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%B6kt%C3%BCrk> Yazıtları ile Kitâbü divân-i lûgat it-Türk, Türklük için büyük kazanç olmuştur.*
*Hamirler diye çağrıldığını, bunun Oğuzların Emir yerine Hemir demelerinden kaynaklandığından bahsetmektedır.
Kendisinin verdiği bu bilgilerden Karahanlı ailesinden olduğu öğrenilmektedir.
Ünlü kitabını 1070′de tamamladığı ve bu tarihte yaşının da bir hayli ileri olduğu düşünülerek 11.yüzyıl da yaşamış olduğu tahmin edilmektedir. İyi öğrenim görmüş, İslâmiyet'le ilgili bilimsel çalışmaları yakından izlemiştir.
Arapça <http://tr.wikipedia.org/wiki/Arap%C3%A7a> ve Farsça<http://tr.wikipedia.org/wiki/Fars%C3%A7a>'yı da çok iyi öğrenmiştir. Türklerin bulunduğu bölgeleri gezmiş , ana dili olan Türkçenin <http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk%C3%A7e> bütün diyalektlerini <http://tr.wikipedia.org/wiki/Diyalekt> yerlerinde öğrenmiş,
geleneklerini göreneklerini yakından izlemiştir. Bütün Sirderya<http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Sirderya&action=edit&redlink=1>(Seyhun) kıyılarını dolaştığından kitabında söz etmektedir.
Kitabında belirttiğine göre, ailesi Kaşgar'dan Irak'a göç etmişti. Melikşah<http://tr.wikipedia.org/wiki/Melik%C5%9Fah>'ın (1072-1092) eşi Terken Hatun<'un">http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Terken_Hatun&action=edit&redlink=1>'un
maiyetinde pekçok Kaşgarlı, bu dönemde Irak'a gelmişti.
Mahmut'un ailesinin de bunlarla birlikte gelmiş oldukları düşünülebilir.
O sıralarda Irak<http://tr.wikipedia.org/wiki/Irak>İslâm Dünyası'nın en önemli kültür merkezlerinden biri idi. Bu nedenle bilimle uğraşanların buraya gelmek istemeleri doğaldı. Ayrıca Bağdat bu dönemde Türk nüfuzu altına girmiş ve halifeleri ayakta tutan da buradaki Türklerdi.

Hiç yorum yok: