24 Mart 2008 Pazartesi


*Ergenekon nedir?*
* BİLMEYENLER için kısa bir hatırlatma!
Ergenekon, Türeyiş gibi, Göç gibi Bozkurt Destanı gibi büyük Türk destanının bir parçasıdır.
Ergenekon, düşman tarafından hile ile yenilgiye uğratılan Türk'e, demir dağları eriterek cihana yeniden nizam salacağı güne değin, 400 yıl boyunca yurt olmuş kutlu mekanın adıdır.
Ergenekon, Asena'nın işaretiyle, Kayı Han soyundan gelen Kağan Börteçine'nin demir dağları delerek tarihi yeniden başlattığı kutlu yuvanın adıdır.
Ergenekon, Türk'ün ilk ata ocağıdır.
Ergenekon Destanının, Türk toplum yaşamında yüzyıllarca etkisi olduğu gibi, bugün bile Anadolu'nun dağlık köylerinde, birtakım gelenek ve göreneklerde etkisi görülmektedir.
Ergenekon Destanı, Bozkurt Destanı'nın ana çizgileri üzerine kurulmuş olup, bu destanın serbestçe genişletilmiş biçimidir diyebiliriz. Daha doğrusu, Bozkurt Destanı ile kaynağını belirleyen Türk soyu, Ergenekon Destanı ile de gelişip güçlenmesini, yayılış ve büyüyüş dönemlerini anlatmıştır.
Çin tarihlerinin de yazmış olduğu Bozkurt Destanı'nın bittiği yerde, Ergenekon Destanı başlar.
Ergenekon Destanı, Cengiz Han çağında Moğollaştırılmıştır; ancak bu efsanenin kökleri ve ana motifleri, açıkça Kök Türkler ile ilgilidir.
Kök Türk Devleti, MS 6.yy.dan itibaren bir cihan imparatorluğu olmuş ve 200 yıl yaşamıştır.
*
*Toplumsal DNAmızla oynanırken…*
* YASALARA aykırı faaliyet içinde oldukları iddia edilen bir grup kendisine ne kadar "Ergenekon" derse desin, bir suç örgütü varsa ve ona yönelik bir operasyon yapılıyorsa bunun adını "Ergenekon" koymak, ya tarih dersinden nasiplenmemişliktir ya da bilinçli bir psikolojik propagandanın esiri olmaktır.
Açık söyleyeyim; son yıllarda "ulus devlet" ilkemize ve "üniter yapımız"a yönelik saldırıların başlıca hedefi "Türklük" bilinci olmuştur. Hangi kökenden gelirsek gelelim, bizleri bir arada tutan "Ne Mutlu Türk'üm Diyene!" bilincini törpülemek için "Türkiyelilik" kavramını üreten beyinler, adım adım kültür ve tarih kodlarımızı da değiştirmeye çalışıyor. Sosyal yapımızdan kültürel motiflerimize, devlete bakışımızdan tarihi geçmişimize kadar ön planda olan "Türklük" bilinci, hızla arka plana taşınmaya uğraşılıyor. Çanakkale'yle, Sakarya'yla, Dumlupınar'la taçlanan bu birliktelik, daha önce AB talepleri, ABD'nin bilinçli politikaları ve çevre ülkelerdeki rejimlerin girişimiyle bozulmaya çalışılırken, bugün artık içimizde büyütülmeye çalışılan "habis ur"lar tehlikeli bir hal almaya başlamıştır. Hedef, Türk Milleti'nin DNA kodlarıdır.
Peki "kan"la, "destan"la oluşturulmuş bu motiflerin yerine ne konulmak isteniyor? Ne acıdır ki, onun için de "Türklük" bilinciyle birlikte büyüyen "iman" gücünü simgeleyen kutsal dinimizi kullanmaya çalışıyorlar. Benim bildiğim ve bu yaşıma kadar öğrendiğim İslamiyet bozulmamış tek dindir. Kitabı da "Kur'an-ı Kerim"dir. Peygamberi "Hazreti Muhammed"dir. Türkler ise bu dini en çok yücelten ve yayan millet olmuştur.
Adına "BOP" dedikleri projelerinde ise İslamiyet'e "ılımlı-ılımsız" gibi farklı kıyafetler biçmeye çalışan çevreler, yan yana büyüyen Türklük ve İslamiyet'i, rakip iki motif gibi yansıtarak, "Türklük" bilincini törpüleyip, dini tek gerçek olarak sunma gayretindeler. Hedefleri açık; tarikatlara, mollalara itibar kazandırıp, dinimizin koruyucu kalkanı olan Türklük kalesini yıkmaya çalışıyorlar. Emin olun, "Türklük Bilinci" ne kadar arka planda kalırsa, İslamiyet de o kadar zarar görecektir.
*
*Uyan ey Türk Milleti!** "Ergenekon'u kimlerin, nasıl ve niçin kullandığını, bunun kimlere yaradığını bir kez daha düşün!"*
*Metin ÖZKAN*

Hiç yorum yok: